Buluş, “teknoloji alanındaki herhangi bir spesifik sorunun çözümü” olarak tanımlanır.
Patent, buluş sahiplerine buluşlarını ayrıntılı olarak açıklamaları karşılığında verilen bir belge olup, buluş sahibinin buluş konusu ürünü belirli bir süre üretme, kullanma, satma veya ithal etme hakkıdır.
Geleneksel terminoloji ile sınai mülkiyet haklarının içinde önemli bir yer tutan “patent hakkı”, özellikle teknoloji transferinin aracı olması bakımından gelişmekte olan ülkeleri daha çok ilgilendiren maddi olmayan bir mala ilişkin haktır.
Patentten doğan haklara tecavüz eden tarafın patent konusu buluşun kötü şekilde üretimi veya uygun olmayan bir tarzda piyasaya sürülmesi sonucunda, patent konusu buluşun itibarı zarara uğrarsa patent sahibi, bu nedenle ayrıca tazminat isteyebilir.
Patent sahibine ödenecek tazminat, patent sahibinin diğer kişilerden buluşunu başka bir şekilde kullanılmasından dolayı aldığı bedelden daha fazla ise, tazminat bu bedel dikkate alınarak ve bu bedele uygun olarak tespit edilerek bedelden indirilir.
Patent sahibi, sebep olduğu zarardan dolayı, patent sahibine tazminat ödemiş olan kişi tarafından, piyasaya sürülmüş olan ürünleri kullanan kişilere karşı, 551 sayılı KHK’nin onuncu kısmının ikinci bölümünde yer alan hukuk davalarını açamaz. Patentten doğan haklara tecavüzden doğan, özel hukuka ilişkin taleplerde, zamanaşımı süresi için, Borçlar Kanunu’nun zamanaşımına ilişkin hükümleri uygulanır.
Türkiye’de ve dünyada yeni olan, sanayiye uygulanabilen ve tekniğin bilinen durumunun aşılması kriterlerine uygun olan buluşların sahiplerine, belirli bir süre (20 yıl), bu buluş konusu ürünü üretme ve pazarlama hakkının tanınmasıdır.
Ülkelerin ekonomik gelişimlerinde, yeniliklerin ve yeni buluşların sanayiye uygulanması büyük önem taşımaktadır. Yenilikler ve buluşların sanayiye uygulanması ve sonuçta ekonomiye katkı sağlamasında en önemli etken, buluş sahibinin ödüllendirilmesi ve buluş yapılmasının özendirilmesidir.
Patent sistemi, buluş sahibine, buluşunu kullanma ve kullandırma konusunda belirli bir süre ayrıcalık veren ve böylece buluş yapılmasını özendirerek sanayinin gelişmesine yardım eden, bugün bütün gelişmiş ülkelerce kabul edilerek uygulanan bir sistemdir.
Faydalı model belgesi ile özellikle küçük ve orta ölçekli sanayicilerimizin ve her türlü araştırma kuruluşlarımızın buluş yapmaları ve bunları sanayiye uygulamaları özendirilmektedir.
Faydalı model korumasının Türkiye’de yeni olması nedeniyle, bu korumanın yararını kısaca özetlemek gerekirse; özellikle inceleme sistemindeki farklı düzenleme nedeniyle patent verilmesine oranla, faydalı model belgesinin verilmesi, hem zaman hem de masraf açısından daha elverişlidir.
Diğer taraftan, özellikle günümüzde, küçük ve orta büyüklükteki işletmelerin gerçekleştirdiği yeniliklerin, rakiplerce hemen hemen aynısının yapılarak taklit edilmesi tehlikesi mevcuttur. Küçük ve orta büyüklükteki bu işletmelerin, mütevazı de olsa, bu buluşlarını faydalı model belgesi vererek korumak, onların ekonomik varlıklarının idamesine hizmet edecektir.
Başka bir deyişle, faydalı model koruması, tecavüz fiillerine karşı, patent korumasına oranla daha çabuk ve seri bir işlev görecek şekilde düzenlenmiştir.
Patentle korunacak buluşlarda aranan kriterler şunlardır;
•Yenilik
•Tekniğin bilinen durumunun aşılması
•Sanayiye uygulanabilirlik
Yenilik, daha önce başkaları tarafından yazılı olarak ya da uygulanarak açıklanmamış olmak anlamında mutlak yeniliktir.
Tekniğin bilinen durumunun aşılması kriteri ise “konuda uzman bir kişinin kolayca düşünüp uygulamaya koyamayacağı” nitelik anlamındadır.
Sanayiye uygulanabilirlik, buluşun tümüyle kuramsal olmak yerine pratiğe uygulanabilir özellik taşıması demektir.
Yeni bir ürüne verilen patent ile yeni bir yönteme verilen patent arasında teknik açıdan fark vardır. Eğer patent yalnız yeni bir ürünle ilgili ise, bu ürün patentte tarif edilen tüm özellikleri ile korunur. Burada ürünün nasıl veya hangi yönteme göre üretildiği önemli değildir.
Buluşların patent ile korunması her ülkede geçerli olan ulusal yasalar çerçevesinde sağlanmaktadır. Yani bir buluşun patent ile korunması için, korunma istenen ülkede patent başvurusunun yapılması zorunludur.
Bölgesel ya da evrensel olarak adlandırılan patent sistemlerinin en önemlisi, 17 Haziran 1970 tarihinde Washington’da uluslararası diplomatik bir konferansla kurulan, kısaca PCT (Patent Cooperation Treaty) olarak bilinen Patent İşbirliği Anlaşması’dır. Bu anlaşma, sınai mülkiyet konusunda uluslararası anayasa niteliğinde olan Paris Anlaşması’nın kabulünden bu yana bu alanda atılmış en önemli adımdır.
Ocak 1996 itibariyle 83 üyesi bulunan PCT’nin başlıca hedeflerinden biri, birden fazla ülkeye yapılacak patent başvurularının yenilik incelemelerinin tek merkezden yapılarak inceleme raporlarının hazırlanması ve tescil kararının ilgili ülke tarafından verilmesinin sağlanmasıdır.
Faydalı Model Belgesi
•İncelemesiz ve İncelemeli Patent Verilmesi Sistemleri
•Başvuruların Yayınlanması ve Üçüncü Kişilerin İtirazları
•7, 10 veya 20 Yıllık Koruma
•İşçi Buluşları
•Zorunlu Lisans
•Patent Haklarına Tecavüz ve Cezalar
•İhtisas Mahkemeleri
Yeni Patent Sisteminde patent ile korumanın yanı sıra, buluşlara “küçük patent” diye de adlandırılan Faydalı Model Belgesi ile bir tür koruma biçimi getirilmektedir. Paris Sözleşmesi metnine ilk kez 2 Haziran 1911 tarihinde Washington metni ile eklenen “Faydalı Model” kavramı, patent gibi sanayiye uygulanabilen buluşları kapsamakta ancak patent verilebilme kriterlerinden “buluş basamağı - tekniğin bilinen durumunun aşılması” kriterinin bulunmasını zorunlu tutmamaktadır. Böylece “buluş basamağı” kriterini kapsamayan ancak yeni ve sanayiye uygulanabilir buluşların da korunabilmesi mümkün kılınmaktadır. Faydalı Model Belgesi verilerek sağlanan korumanın süresi 10 yıl olarak belirlenmiştir.
7 Kasım 1995 tarihinde yürürlüğe giren 4128 Sayılı “Bazı Kanun ve KHK’lerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” ile Patent Hakları konusundaki ihlal ve tecavüz hallerine ilişkin suçlar üç ayrı grupta toplanmış ve her biri için ayrı cezai hükümler getirilmiştir.
Birinci grup:
•Patent hakkı sahibi olarak belirtilmesi gereken kimlik bildiriminin gerçeğe aykırı yapılması,
•Sınai mülkiyet koruması olan bir eşya veya ambalaj üzerine konulmuş işaretin yetkisiz olarak kaldırılması,
•Kendini haksız şekilde patent başvurusu veya patent hakkı sahibi olarak göstermesi durumları.
Bu durumlarda, suçlular hakkında üç yüz milyon liradan altı yüz milyon liraya kadar ağır para cezası ve bir yıldan iki yıla kadar hapis cezası öngörülmüştür.
İkinci grup:
•Mevcut olmadığını veya üzerinde tasarruf yetkisi bulunmadığını bildiği ya da bilmesi gerektiği halde, patent korumasına ilişkin mevzuatın devir, intikal, rehin ve haciz ile ilgili maddelerinde yazılı haklardan birini veya bu haklarla ilgili lisansı başkasına devretme, verme, rehin etme veya bu haklar üzerinde herhangi bir tasarrufta bulunulması,
•Korunan bir patent hakkının sahibi olmadığı ya da koruma süresi bittiği veya herhangi bir nedenle patent hakkının hükümsüzlüğü veya sınai mülkiyet korumasından doğan hakkın sona ermesi durumlarında; kendisinin veya başkasının imal ettiği veya satışa çıkardığı eşyaya, ambalajlara, ticari evraka veya ilanlara hukuken korunan bir patent hakkı ile ilgili olduğu izlenimi uyandıracak işaretler koyma,
•Yazılı ve görsel basında bu tür yanıltıcı yazı, işaret veya ifadelerin kullanılması.
Bu durumlarda, suçlular hakkında altı yüz milyon liradan bir milyar liraya kadar ağır para cezası ve iki yıldan üç yıla kadar hapis cezası öngörülmüştür.
Üçüncü grup:
• Patent hakkına tecavüz sayılan fiillerden birini işleyenler hakkında, altı yüz milyon liradan bir milyar liraya kadar para cezası ve iki yıldan dört yıla kadar hapis cezası öngörülmüştür.
•Ayrıca, bu tür suçlardan dolayı cezalara hükmolunan kişilerin, varsa işyerlerinin bir yıldan az olmamak üzere kapatılmasına ve aynı süre ticaretten men edilmelerine karar verileceği hüküm altına alınmıştır.
Bir buluşa patent verilebilmesi için üç kriter aranmaktadır. Bunlar, yenilik, tekniğin bilinen durumunun aşılması ve sanayiye uygulanabilir olma özellikleridir. Bulus, ilgili olduğu teknik alandaki bir uzman tarafından, tekniğin bilinen durumundan aşikar bir şekilde çıkarılamayan bir faaliyet sonucu gerçekleşmiş ise, tekniğin bilinen durumunun aşılması kriterine sahip olduğu kabul edilir. Bu nedenle, bir üründe yapılan değişiklikler, patentlenme kriterlerine sahip ise yeni bir patent konusu olarak kabul edilir.
Yeni, tekniğin bilinen durumunu aşan ve sanayiye uygulanabilir olan buluşlar patent verilerek korunmaktadır. Yenilik kriteri şu şekilde açıklanmaktadır: Tekniğin bilinen durumuna dahil olmayan buluş yenidir. Tekniğin bilinen durumu, patent başvurusunun yapıldığı tarihten önce buluş konusunda dünyanın herhangi bir yerinde toplumca erişilebilir yazılı veya sözlü tanıtım, kullanım veya bir başka yolla açıklanan bilgilerden oluşur.
Patent başvurusu tarihinde veya bu tarihten sonra yayımlanmış olan ve patent başvurusu tarihinden önceki tarihli Türk patent ve faydalı model belgesi başvurularının yayımlanan ilk metinleri tekniğin bilinen durumuna dahildir. Bir buluşa patent verilmesini etkileyecek nitelikte olmakla birlikte, başvuru tarihinden önceki 12 ay içinde veya rüçhan hakkı talep edilmiş ise rüçhan hakkı tarihinden önceki 12 ay içinde ve aşağıda sayılan durumlarda açıklama yapılmış olması buluşa patent verilmesini etkilemez; açıklamanın buluş sahibi tarafından yapılmış olması.